. Yüksek bir bodrum kat üzerine üç katlı, kagir ve o dönemde yoğun olarak kullanılan NPI putrelli volta döşemeli olarak tasarlanmış olan bina, basit bir plan şemasına sahiptir. Vallauri dikdörtgen arsayı enine üç parçaya bölmüş, ortadaki parçayı büyük bir hol, yanlarda kalan diğer iki parçayı da toplantı odaları, kitaplık, ofis işlevlere ait alanlar olarak tasarlamıştır. Giriş aksında büyük bir merdiven doğrudan üst kata bağlantıyı sağlar. Minare Sokağı’na bakan arka cephe, kottan dolayı sokak kotunun altına düştüğünden, servis hacimleri bu kısımda çözülmüştür. Birinci ve ikinci kat hollerinde de büyük merdivenler, düşey sirkülasyonu sağlarlar. Üst katta sahnesi olan birçok amaçlı salon vardır. Binanın Meşrutiyet Caddesi cephesi neoklasik üslup özellikleri gösterir. Cephe, zeminden çatı silmesine kadar devam eden dört pilastrla ortadaki diğerlerine nazaran daha büyük olan üç açıklığa bölünmüştür. Pilastrlar, saçak parapetinin altında kompozit başlıklarla bitirilmişlerdir. Bu neoklasik düzene karşın, hem girişin üst katla olan bağlantısı, hem de toplantı odasının yüksekliği, bu klasik yerleştirimi değiştirmiştir. Vallauri, klasik öğeleri kompozisyon oyunları ile değiştirerek tasarımını 19. yy sonu anlayışı veya “Belle Epoque” çizgisine getirmiştir. Toplantı salonu, cephede, klasik oranların farklılaştırılmasıyla, öne doğru çıkma yapmış ve iki uçta konsollarla desteklenmiş geniş bir açıklık olarak ortaya çıkar. Konsolların alt yüzünde barok sarkıtma motifi ve oval birer madalyon bulunur. Madalyonların birinin üzerinde, Fransızca sanayi anlamında “Industrie”, diğerinde ise ticaret anlamında “Commerce” kelimeleri kazılıdır. Minare Sokağı cephesi ise oldukça sade bir düzene sahiptir. Bina, iki yangın geçirmiş ve iki yangın sonrası bir ticari işletmeye satılmış ve sonra da onarılmıştır.
KAYNAK :flickr.com