J.Botter, XIX.yy sonlarında İstanbul'a göç etmiş Hollandalı bir terzidir. Osmanlı üst tabakalarınca çok tutulmus, çok ünlenmiş, çok zenginleşmiştir. Söylentiye göre de, Sultan Abdülhamid'in özel terzisidir.
1900'lerin başında Botter, mesleki etkinliklerini Batı'daki örnekleri gibi kurumsallaşmış bir biçimde, bir moda evinden sürdürmeyi kararlaştırmış ve uygun bir arsa bulup, deneyimli ve yetenekli bir mimar seçmiştir.
Seçilen arsa, Tünel'de İsveç Büyükelçiligi'nin hemen yanında, caddeden arkaya dogru belli bir açıyla yönelen oldukça dar, uzunca bir arsadır. Yapı “bitişik nizam”da yapılır. Yedi katlıdır, düşey bölümlemede cephe düzeninde, Botter ailesinin günlük yaşam aşamaları basarıyla yansıtılmıştır..
Zemin katta girişin sağ yana çekilmesiyle oluşan, yüksek tavanlı, asma katlı büyük mağaza, Paris'teki benzerlerinden hiç de aşağı kalmayan, göz kamaştırıcı dekorasyonuyla Botter Modaevi'nin “prestij” mekanıdır. Birinci katta, öndeki büyük salonda, usta terzi, konuklarını kabul etmektedır; arka odalar ışık düzeninde yardımcılara ayrılmıştır. Daha yukarıdaki katlarda ise, altı üyeli Botter ailesi özel yasamlarını geçirip, sosyo-kültürel etkinliklerini sürdürmektedirler.
Tüm cephe düzeninde, mimar D'Aronco “Viyana Sezessionu” nu ne denli yakından izlediğini kanıtlamıştır. Birinci kattaki kavisli küçük balkon, üst katlardaki diğer balkoncuklar, terasın tüm demir korkulukları ve yüzeyi dolduran yogun bitkisel bezemeler; Sezession'un Viyana dışındaki en olgun örnekleri arasında kolayca yer alabilecek niteliktedirler. O dönem Istanbul'unda böylesine özenli, nitelikli ürünler verebilen, deneyimli yapı, demir ve tas ustalarının ve marangozların (bir kısmı yabancı ülkelerden gelmis olsalar bile) bulunmaları; elbirliğiyle böylesi bir başyapıtı ortaya çıkartmaları, olaya bambaska boyutlar da getirmektedir.
KAYNAK:beyoğlu.net